Kategori: Sağlık Haberleri

Mart 18, 2019

Rahim ağzı kanseri; dünyada kadınlarda meme kanseri ve kalın bağırsak kanserinden sonra üçüncü sıklıkta görülürken,ülkemizde onuncu sıradadır.Rahim ağzı kanseri nedeni tamamen aydınlatılmış ve önlenebilen tek kanserdir.

Rahim ağzı kanseri için risk faktörleri:

  • Human Papilloma Virus(HPV) enfeksiyonu

  • Erken yaşta (16 yaştan önce) ilk cinsel ilişki

  • Birden fazla cinsel partner varlığı

  • Sigara içimi

  • Beslenme alışkanlığı (meyve ve sebzeyi az tüketmekrahim ağzı kanseri riskini artırmaktadır)

  • Yüksek doğurganlık sayısı

  • Düşük sosyoekonomik düzey

  • Özellikle 5 yıldan daha uzun süreli doğum kontrol hapı kullanımı

Rahim ağzı kanseri belirtileri:

HPV enfeksiyonlarının çoğunluğu,belirtilere veya hastalığa neden olmaz ve kendiliğinden düzelir. Bununla birlikte, belirli HPV tipleri (çoğunlukla 16 ve 18) ile devam eden enfeksiyon, kanser öncesi lezyonlara neden olabilir. Tedavi edilmezse, bu lezyonlar rahim ağzı kanserine ilerleyebilir, ancak bu ilerleme genellikle uzun yıllar almaktadır. Rahim ağzı kanserinin belirtileri, ancak kanser ileri bir aşamaya gelindiğinde ortaya çıkma eğilimindedir. Rahim ağzı kanserinde aşağıdaki belirtiler görülebilir:

  • Düzensiz, menstrüasyon(adet) dönemleri arasında veya cinsel ilişkiden sonrasında anormal vajinal kanama

  • Cinsel ilişki sırasında ağrı

  • Sırt, bacak veya kadın cinsel organlarının olduğu bölgede ağrı

  • Yorgunluk, kilo kaybı, iştah kaybı

  • Vajinal rahatsızlık veya kokulu akıntı

  • Tek bir bacakta şişkinlik

  • İdrar yaparken ağrı

Tanı:

Tarama ve erken teşhis ile tam tedavisi mümkün olan rahim ağzı kanseri, günümüzde kanserden ölüm nedenleri arasında çok geride yer almaktadır. Rahim ağzı kanser taramasını düzenli yaptıran bir kadının rahim ağzı kanserinden ölmeyeceğini söylemek mümkündür. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) rahim ağzı kanserinin bütün ülkelerde ülke çapında taranmasını önermektedir.

Bugün rahim ağzı kanserinin %99.9’una HPV(Human Papilloma Virus) enfeksiyonunun yol açtığı bilinmektedir. HPV’nin tespiti, erken dönemde rahim ağzındaki kanser öncülü değişikliklere işaret etmekte ve kanser teşhisini kolaylaştırmaktadır. Günümüzde HPV testleri rahim ağzıkanseri taramasında yer almaktadır. HPV testi rahim ağzı hücrelerde virüsün tespiti esasına dayanan bir testtir.

Ülkemizde ulusal kanser tarama standartlarına göre; 30-65 yaş grubundaki her kadın 5 yılda bir HPV testi ile taranmakta, pozitif çıkan olgular Pap smear ile tekrar değerlendirilmektedir.

Pap smear testi, dökülen rahim ağzı hücrelerin toplanıp incelenmesi esasına dayanan bir testtir.HPV testi ve smear alınması son derece basit ve ağrısız işlemlerdir.

Tedavi:

Rahim ağzı kanserinde; cerrahi, ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisi (kemoterapi) gibi farklı tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.

Korunma:

  • Günümüzde HPV’nin en çok kanser yapan tiplerine karşı geliştirilen ve koruyuculuğu yüksek olan aşılar mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü, rahim ağzı kanserine karşı 9-13 yaşlarındaki kız çocuklara aşı yapılmasını önermektedir.

  • 30 yaşından itibaren tarama testlerini düzenli bir şekilde yaptırmak

  • Güvenli cinsel ilişki konusunda eğitim

  • Sigara kullanmamak

  • Sebze ve meyvelerden zengin sağlıklı beslenmek

Rahim ağzı Kanser Neden Önemli?

  • Rahim ağzı kanseri önlenebilen bir hastalıktır.

  • Rahim ağzı kanseri erken teşhis edildiğinde %100 tedavi edilebilir.

  • Rahim ağzı kanserinden ölüm tamamen engellenebilir.

  • Düzenli rahim ağzıkanseri taramadan geçen bir kadının,rahim ağzı kanserinden ölmeyeceği söylenebilir.

Ülkemizde rahim ağzı kanseri taramaları ÜCRETSİZ olarak Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinde (KETEM) ve Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) yapılmaktadır.

Kaynaklar

  1. ÖzgülN. Türkiye’de Serviks Kanserinin Durumu ve Yapılan Serviks Kanser Tarama Çalışmaları. İçinde: Türkiye’de Kanser Kontrolü. Ankara, 2011.Sf. 379-384

  2. Serviks Kanseri Taramaları. İçinde: Türkiye Kanser Kontrol Planı 2013 – 2018. T.C. Sağlık Bakanlığı. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. Kanser Dairesi Başkanlığı. Ankara, 2015. Sf. 45-51

  3. Türkiye Kanser İstatistikleri. T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığı, Ankara 2017 http://kanser.gov.tr/Dosya/ca_istatistik/2014-RAPOR._uzun.pdf (Erişim tarihi: 13.09.2017)

  4. Crum CP, Lester SC, Cotran RS. Kadın Genital Sistem ve Meme. İçinde: Temel Patoloji. İstanbul, 2003.Sf. 689

  5. Human papillomavirus (HPV) and cervical cancer Fact sheet Updated June 2016 http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs380/en/ (Erişim tarihi: 5.12.2017)

Mart 18, 2019

Uzun süre kanserin kalıtsal olduğu düşünüldü. Ancak kanser kalıtsal değil çevresel etkenlere dayanan bir hastalık”

Akciğer kanserinin %90 sebebi sigaradır. Bunu herkes biliyor. Mevcut kanserlerin %40 sebebi ise doğrudan beslenme ile ilişkili. Bazı kanser türlerinde bu oran çok daha yüksek, barsak ve mide kanserlerinin %54ünün sebebi beslenme ile ilişkili.

Analiz edilen hastaların tamamına yakınında bir beslenme bozukluğu var. Vakaların tamamında beslenme ile kanser arasında istatistiksel olarak göze batan doğrudan nedensel bir ilişki var.

Beslenme ile kanser ilişkisini şu şekilde izah edebiliriz. Beslenme bozukluğu bagışıklık sisteminin düzgün calışmamasına yol açıyor, vücudu koruyan hücrelerin üremesi yeterli hammadde olmadığı için yavaşlıyor. Vücutta zaman zaman dış etkenlerle oluşan bozuk genetikli hücreler yok sekteye uğramış bu bağışıklık sistemi tarafından yok edilemiyor.

Şeker zehirli

Çağımızdaki en büyük tehlike şeker. Bundan 100 sene önce  yılda 1kg şeker tüketirken şu an sizin  tüketiminiz 72kg oldu.

İnsan vücudu buna alışkın değil vücuda giren bu kadar şekere karşı ne yapacağını bilmiyor. Vücutta iç iltihaplanma oluşturuyor. Bizi bugün meşgul eden pek çok hastalığın sebebi bu iltihaplanmadır.

Obezitenin tıptaki adı iltihaplanmadır ve sebebi şekerdir.

MS hastalığı bir iltihaplanma hastalığıdır. Beynin bazı bölgeleri iltihaplanma yüzünden dopamin üretemez hale gelir. MS hastalığının sebebi bu dopamin üretememedir.

Kanserinde gelişmesi için ortamı hazırlayan bu iltihaplanmadır.

Yetersiz beslenen zenginler

Yetersiz beslenme yiyeceğin az olduğu fakir ülkelerin sorunu değil. Günümüzde zengin saydığımız batı ülkelerinde bir yetersiz beslenme söz konusu.

Tükettiğimiz besinlerin çoğu endüstride işlenip rafine ediliyor ve faydalı herşeyden arındırılıyor. Örneğin ekmek buğdayın en faydalı olan kabuğu atılarak yapılıyor. B12, protein ve demir gidiyor geriye saf nişasta yani şeker kaliyor.

İlginçtir ki gıda endüstrisinin diğer bir kolu da bu artıklari alıp bunlardan vitamin destek ürünleri yapıp bize ayrıca satıyor.

Palmiye yağı zehirli

Bize hayvansal yağların kötülüğünden bitkisel yağların iyiliğinden bahsedilir. Oysa bitkisel bir yağ olan palmiye yağı toksik bir yağ .

Maalesef palmiye yağı gıda endüstrisinde en çok kullanılan yağdır. Bugün süpermarket raflarında gördüğünüz ve üzerinde “bitkisel yağ” yazan yiyeceklerin neredeyse tamamında palmiye yağı kullanılır. Çünkü diğer yağlara göre sıcaklığa çok dayanıklıdır. Gıdalar işlenirken uygulanan yüksek ısılı işlemlere dayanıklıdır.  Bu yağ ayrıca uzun süre yapısı bozulmadan durabilir. Bu şekilde hem yiyeceklerin raf ömrü uzatılmış olur hem de fabrikada yağı depolama ve üretme maliyeti düşürülür.

Son zamanlarda gıda şirketleri yaşanan ekonomik kriz yüzünden karlılıklarını koruyabilmek için  maliyet düşürmeyi iyice ön plana aldılar.. Örneğin diğer yağların yerine palmiye yağı kullanılması onların karlı kalabilmesine yardım ediyor. Bu yüzden daha çok şirket bu yağı kullanmaya başladı.

 

Ocak 7, 2016

Sigarayı Bırakmaya Hazırlanın
Sigarayı bırakma yöntemlerinin hepsi içicinin bir bırakma günü belirlemesini ve nikotin yoksunluğu belirtilerini en aza indirgeyecek bir biçimde o gün için hazırlanmasını tavsiye eder.

Posted in Sağlık Haberleri | Tags:
Ocak 7, 2016

Örnek olun! Çocuğunuzun yapmasını istemediğiniz davranışlardan, duymak istemediğiniz sözlerden siz de kaçının. Olumlu davranışlar sergileyin. Dürüst, iyimser ve nazik olun. Çocuğunuz öncelikle sizi taklit edecektir.

Posted in Sağlık Haberleri | Tags:
Ocak 7, 2016

Kızamık nedir?
Kızamık, kış sonu ve ilkbahar döneminde görülen, ateş ve döküntü ile seyreden, bulaşıcı bir hastalıktır. Kızamığın başlangıcında birkaç gün süren bir ateş döneminden sonra öksürük, burun akıntısı ve gözlerde kızarıklık belirtileri gelişir. Döküntü yüzde ve boyunda başlar, sonra aşağıya doğru gövdeye, kollara, bacaklara ve ayaklara yayılır. Beş gün kadar süren döküntü, yayıldığı sırayla kaybolur.

Posted in Sağlık Haberleri | Tags: